Ana içeriğe atla

KİM BU LP?



Laura Pergolizzi yani LP ve Lost On You! Hâlâ dinliyorum. Aylar geçiyor, yıl geçiyor dinlemeye doyamıyorum. En fazla iki gün dinlesek sıkılıp çöpe attığımız şarkılar arasından ne kadar dinlesen değeri düşmeyen bir şarkı bulmak büyüleyici değil mi? Her dinlediğimde etkileniyorum. Bu nasıl ses, bu nasıl seslendirmek.
                                                                



Çoğu kişi gibi onu Lost On You şarkısı ile tanımış olsam da devamında dinlediğim hiçbir şarkısına bu olmamış, bir bu kötü, bak bunu yapamamış işte diyemedim. Her bir bestesi ruhuna işliyor insanın. Hem kendisini anlatmak, sesini, tarzını övüp övüp bitirememek istiyor hem de çok popüler olmasını istemiyorum. (Sanki değil de!)

Ben de herkes gibi ilk dinlediğimde erkek olduğunu düşünmüştüm. Şaşırılmayacağı üzere herkes sanatından önce cinsiyetiyle ilgili bir araştırmaya dalıyor. Kendisi 18 Mart 1981 doğumlu, Amerikalı, eş cinselliğini gizlemeyen, aynı zamanda şarkı sözü yazarı, şahsına münhasır, özgür bir kadın.


   
                   Aslında  dedikleri gibi tam anlamıyla "karizmatik bir kadın"


Kitara adlı enstrümanı, çaldığı  ıslığı, farklı sesi, kız arkadaşıyla yaşadığı hayatı, giyim tarzı, güneş gözlükleri, göğsündeki dövmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor.

1883 Magazine' e verdiği röportajında 140 tane şarkı yazdığını ve Backstreet Boys' un şarkısını seslendirdikten sonra gelen teklifle diğer sanatçılar için de şarkı yazmaya başladığını söylüyor. LP' nin ilk çıkışı Rihanna' nın albümünde seslendirdiği Cheers adlı şarkı ile olmuş. Christina Aguilera, Rita Ora için şarkılar yazmış.

Başlangıçta sadece bir şarkı sözü yazarı olacağını düşünürken Ukulele çalmaya başlamasının kendi müziğini yaratmasındaki başarısına değiniyor.  (Ukulele Hawaii dilinde zıplayan pire anlamına gelen dört telli bir enstruman arkadışımızmış)

Şarkı sözü yazmaya meraklı, ve şarkı yapma aşamasını çok eğlenceli bulan biri olarak Laura Pergolizzi' nin şarkılarını nasıl tamamladığını da deli gibi merak ediyorum tabii. Herhangi bir metodunun olmadığını, tecrübelerinden yararlandığını, sadece aklındaki sözleri, akorları telefonuna kaydettiğini ve stüdyoda çalıştığı ekibiyle kayıtların üzerine fikir ürettiklerini açıklıyor.

Lost On You şarkısının doğuşu da eski sevgilisiyle birlikte olduğu zamanlara denk geliyor. Tamzin Brown' dan ayrılmadan bir yıl önce yaptığı bir şarkı. Başlangıçta herkes gibi ilişkiye sonsuza dek sürecekmiş gibi başladığını ama devam eden bir ilişkinin ortasında yürümediğini anlamanın korkunçluğuyla bunaldığını hissettiği bir dönem olarak anlatıyor şarkıyı yazdığı zamanı. Other People' da bu döneme denk geliyor. Ayrıca röportajda eski sevgilisinin ilişkiyi değiştirmek istemesiyle alakalı çok açık demeçler veriyor.  Bu kadar ayrıntılar vermesi de bir garip olmuş.
                                                  Tamzin Brown ile

"Sanırım herkes hile yapabilecek durumda ve sen bir karar vermek durumundasın. Birisine oyun yaparsam aynısı benim başıma gelebilir ve hayatımın kalan kısmını pişman geçirmeme sebep olabilir" diyor.




"Bir meslekte profesyonel olmak istiyorsanız güçlü olmalısınız. Kendinizi yarattığınıza adadığınızda zihninizi sürekli oyunun içinde tutmalı ve bunu korumalısınız. Ben çocukken futbol oynardım ve bu spor tecrübesinden aldığım en önemli şeylerden biri kendime meydan okumamdı." diye anlatıyor Laura.

Annesini çok erken yaşta kaybettiğinden kendisi için yaşamaya karar vermiş ve müzikte kariyer yapmayı hedeflemiş.

"Robert Plant, Aretha Franklin ve Jeff Buckley gibi şarkıcıları seviyorum. Söz yazarları Kurt Cobain ve Green Day gibi..."


      Peki ya saçlar?




Çıplak olduğunda kadın olduğunu ama erkek kıyafetleriyle bu durumu dengelemeyi sevdiğini söylüyor. Bu görüntüsüyle kendisini rahat hissediyormuş.

Feminist misiniz sorusunda ve bazı insanların bunu istemediği söylendiğinde ise Feminizmin kadınların her alanda eşitliğini savunduğunu dolayısıyla bunu nasıl istemeyeceğini bilmediğini söylüyor.


Ve şimdiki sevgilisi Lauren Ruth Ward. Kliplerde de birlikte rol alıyorlar. Ben klipleri de başarılı buluyorum. LP' nin eleştirilecek hiç mi bir tarafı yok diye düşündüm de özel hayatını detaylarıyla gereksiz anlatması dışında yok bulamadım:)






Lp  instagram sayfasında  hayatıyla ve konserleriyle ilgili bol bol ve neşeli paylaşımlar yapıyor, sevenlerini de storysiz bırakmıyor:) Konserlerini de oradan izliyoruz işte napalım..


Olay albümündeki tüm şarkıları o kadar çok sevdim ki Lost On You şarkısını birinci sıraya koyduktan sonra ki sıralamayı zor yapıyorum. İkinci en beğendiğim Other People. Özellikle bu şarkının havası da bir başka. Dinledikçe dinliyorsun. Ayakta alkışlıyorum Lauracığımı. Yine Muddy Waters, Into the Wild, Tightrope efsane...




Gelelim kusursuz Lost On You şarkısından sonra 5 Mayıs'ta gelen singleda beliren ilk korkularıma. Lost On You üstüne şarkı yapamaz, olmaz herhalde derken gelen When We're High dillere dolandı. Bizi hayal kırıklığına uğratmadı neyse ki. Daha slow olan Suspicion da  beğendiklerimden.

 Sadece kendisi olanlara ve  dolayısıyla ürettiklerindeki göze çarpan farklılıklara hayran olmamak elde değil. Büyülü eserleri bitmesin lütfen LP... Ben şimdi son ses çalan şarkısına ıslığımla eşlik edemeyerek (çok zor iş bu ıslık) ayrılıyorum.  Long way to go to die





















Yorumlar

  1. LP ile yeni tanıştım , son bir aydır sadece onu dinliyorum . Ses , hikayeler , mimikler öyle güzel ki .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun süre aynı etkiyle dinlemeye devam edeceksin eminim;)

      Sil
  2. Aşık oldum sanırım.

    YanıtlaSil
  3. LP ILE bende yeni tanistim sayilir ara ara kulagima muhtesem sarkisi ve sesi geliyordu ama kedisini hic gormemistim adinida bilmiyordum kulagima okadar asina olmuski gecenlerde bi vidyoda gordum âaa bu o dedim vee hayranligim dahada dahada artti muhtesem harika super mimiklerine islik calmasina bayildimmm👍👍👍👌❤ basarilarinin sonsuz devamini dilyorum harikasin

    YanıtlaSil
  4. Onun sesine ve tipini çok seviyorum. 2017 den beri onu dinliyorum

    YanıtlaSil
  5. 28 temmuz 2018 de dedim ki ''Bu şarkı olamaz.Bu başka bir şey yani tüylerimi diken diken eden, kalbimi kazıyan,ruhumu okşayan,müzik zevkimi ortaya çıkaran ve müziği sevmeme , söylememe sebep olan süper derecede şarkıları yazan kadın..." ve sonra da "Ben sadece Lost on You ile yetinemem."dedim. Ve neredeyse 28 temmuz 2019'da 1 yılımı hiç bıkmadan, usanmadan hatta belkide hergün dinlediğim Lost onYou şarkısı ile geçirdim. Pişman değilim. Hatta ablama da teşekkür ederim çünkü onun sayesinde keşfettim. Şarkılarının yarısından çoğunu ezbere biliyorum. Ancak okulda çoğu kişi bilmiyor. Keşke insanlar "o aptal ayrılık,aşk ve efkarlı şarkıları yada İrem derici Oğuzhan koç Hadise gibi , alper erözer, aleyna tilki gibi saçma sapan şarkıcıların şarkılarını bıraksadabu cevheri keşfetse. Gerçekten AİLEM DIŞINDA Lp ile buluşmak için herşeyimi veririm. Onunla sohbet etmek için... 15 Haziranda konserine gidebilmek için... Onunla saatlerce sohbet edip şarkı söylemek için...



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arkadaşlar sene 2021 ben ustteki yaziyi yazan kisiyim hâlâ Lp ye bağımlıyım. Ve bir fan hesabım var artık @iamlpofficialfanp 💖

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karl Ove Knausgaard ve Aşık Bir Adam

KARL OVE KNAUSGAARD' IN KAVGASI Karl Ove Knausgaard. 1968, Norveç, Oslo doğumlu bir yazar. Kendi hayatını kaleme aldığı toplamı 6 ciltten oluşan Kavgam serisiyle 2009 yılında okurla buluştuğunda ünü Norveç'ten başlayıp kısa zamanda dünyaya yayıldı.  Öyle ki 2009 yılında beş milyon nüfuslu Norveç'te yarım milyonluk bir satış gerçekleşmiş. Ardından 30'u aşkın dile çevrilmiş Kavgam serisi. Kitapta geçen her karakter, her olay gerçek. Elimizde tuttuğumuz canlı kanlı yaşayan bir hayat. Bu durum da tabii kitap çıkar çıkmaz ailesi ve karısıyla mahkemelik ediyor onu. Linda hiç şüphesiz derhal boşanmak istiyor, yıl 2009. Ama kitabı okuyanlar şaşırmayacaklardır boşanmadıklarına...     'Kitabevinde Bu Hafta' yazımda Kavgam için yapılan web sayfasından bahsetmiştim. Buraya da Aşık Bir Adam için Monokl Edebiyatın hazırladığı sayfayı bırakıyorum. Sayfadaki kıpkırmızı gül arka fonun üstüne konulan kitabı görmez olaydı gözlerim keşke. Neden ki böyle şeyler, ü

AKIL ÇAĞI/ ÖZGÜRLÜK YOLLARI- 1 ve EN UZAĞINDAN UNUTUŞUN

JEAN- PAUL SARTRE -AKIL ÇAĞI/  ÖZGÜRLÜK YOLLARI-1    Jean Paul Sartre' nin üç ciltten oluşan serisinin 1941 yılında biten birinci kitabı Özgürlük Yolları -1 Akıl Çağı romanını yeni okudum ve tabii ki kitabın etkisi altında kaldım. Ardından kısa bir zaman sonra Patrick Modiano' nun  1996 yılında yayımlanan En Uzağından Unutuşun romanını okumakla farkında olmadan süper bir sıralama yapmışım. Akıl Çağı' nın kendine has o havasından sonra En Uzağından Unutuşun kitabı onun devamı gibi geldi bana.    Jean Paul Sartre' nin Akıl Çağı 1930' larda geçiyor olsa da sanki günümüzden bahsediyor hissi veriyor zaman zaman. Ana karakterimiz Mathieu. Mathieu' yu anlayabilmek hem çok kolay hem de çok zor. Bazı mevzularda verilecek kararın ne olması gerektiği apaçık görülürken bile tam tersi yönde düşüncelere kapılmasıyla okuru çok güzel yanıltıyor.    Fransa' da öğretmenlik yapan Mathieu' nün özgürlük anlayışının neler olabileceğini okuyoruz. Özgürlüğün he